NOBUYOSHI TAMURA SENSEI

1933yılında Osaka’da dünyaya gelen Nobuyoshi TAMURA Shihan çok erken yaşta savaş sanatları çalışmaya başladı. En sadık ve yakın öğrencilerinden Nebi Vural’ın ifadesiyle “kılıç ustalarının hocası” olan babasının bu çalışmalardaki katkısının büyük olduğu düşünülmektedir. Aikido’yu derleyip çalışmaya ve öğretmeye başlayan O’Sensei (Büyük Usta) Morihei Ueshiba’nın en yakın takipçilerinden oldu. Hatta hayatını birleştirdiği Rumiko Tamura ile de burada karşılaşmıştır.
 

Yüksek bir eğitim ve kültüre sahip eşiyle birlikte Avrupa’ya ayak bastığı 1964 yılından itibaren kendisini bütünüyle Aikido’nun Avrupa’daki gelişimine adamış ve merkez olarak savaş sanatları çalışma konusunda başı çeken ülke olan Fransa’yı tercih etmiştir. Kendi büyük ustasından öğrendiği klasik üslubu kibar ve teknik kişiliğiyle yorumlayarak tamamen kendine özgü bir yol geliştirmiş, bu konuda da bulunduğu her yerde derin bir saygı uyandırmıştır.

Yine en yakın çıraklarından Nebi Vural’ın kendi ifadesiyle “elinden kitap düştüğü görülmemiştir.” Gerek yazılarında, gerekse pek az konuştuğu minder çalışmalarında arada sırada paylaştığı düşüncelerinde bu pırıltıyı görmek mümkündür. İnsanın herhangi bir alanda ne kadar ileri giderse gitsin, her gün sanki yeni baştan başlıyormuş gibi boş bir zihinle ve taze bir duygu durumuyla çalışması gerektiğine olan inancını her an yaşamıştır.

Türkiye’yi iki kez ziyaret ederek Ankara’da seminerler vermiş, dünyanın dört bir yanında olduğu gibi burada da hangi okuldan, hangi ustadan gelirse gelsin, içtenlikle Aikido çalışan herkesin derin ilgisini ve saygısını görmüştür.

 

Tamura Sensei (8. Dan) Aikido tarihinde önemli bir yeri olan Shihanlardandir.
O'Sensei'nin film ve fotoğraflarinda karşımıza en çok çıkan O'Sensei'nin ukesidir. O'Sensei'ye en yakın Aikidoka olduğuna inanılmaktadır. Kendisi Aikikai Hombu Dojo'nun ve IAF'nin (Uluslararası Aikido Federasyonu) en onemli isimlerinden birisidir. Aşağıdaki sözleri yazmış olduğu Aikido kitabından çevrilmiştir.

"Budo'nun en önde gelen düşmanları kızgınlık, tereddüt, korku, şüphe, küçümseme ve övünmedir. Aksine ruh yüceliği ve cesaret güçlendirilmelidir. Kazanılması gereken yegane zaferin kendinize karşı olduğunu aklımızdan çıkmamalı."

"Güce bağlanmayın. Bujutsu'da tekniklerin etkili oluşuna ve gücüne önem versek de en önemlisi bunun bile aşılmasıdır. Aikido calışması karşımızdakileri yaralamaya ya da çalıştırmamaya donüşmemelidir. Aikido'da kullanılan güç Evren kurallarının uygulanmasıyla doğar. Ne kadar güçlü olursa olsun, buna karşı gelen kişi zaferi tadamaz. Aikido, Evrenin işleyişinin incelenmesidir. Bunun karşıtı olan yollara girilmemelidir."

Hiç şüphesiz Aikido eğitimi söz konusu olduğunda en önemli şey iyi bir hocadır. Eğitimci teknik açıdan cok çalışmalı ancak ruhsal ve ahlaki açıdan daha da ileri gitmelidir. Gönül gözünü açarak öğrencilerine iyi bir örnek olmalıdır."

"O Sensei bir okul öğretmeni gibi öğretmezdi. Onun eğitme tarzı bana klasik Budo eğitiminden de farklı görünürdü. Onunla çalışırken dikkatiniz asla dağılmazdı. Kendini tanıma yoluyla Aikido'yu kurarak barış dolu bir dünyaya giden yolu açtı. Kamiza'ya dönerek güçlü ve net sesiyle söylediği Noritolar (Shinto ilahileri) ve tavrı herkesi derinden etkilerdi... Asla teknikleri açıklamaz ve geldiği gibi dojodan yok olurdu. Böylece bizi çalışmaya, keşfetmeye, daha iyi bakmaya ve görmeye zorlardı."
rss